LANET BİR ÇOCUK İÇİMİZİ YARALADI

     Çavdar Tarlasında Çocuklar
     Herhalde kitapta 2.650.392 tane “ lanet “ bir yarısı kadar da “ felaket “ kelimeleri vardı. İnanın bu kitabın yazarı Hollywood filmlerindeki aktörler gibi konuşuyor: “Hey adamım senin lanet kafan..” gibi. Yer  yer okumayı birakiyorsunuz çünkü gülmekten alamıyorsunuz kendinizi. Bundan başka yazarın bir de abartma problemi var -bu çok tatlı , keyifli bir problem- örneğin: Beş saatte hazırlandı, on kutu sigara içtim bugün, on saat tuvalette geçti, yatak bin mil genişliğinde falan diyor. Ama bunu bizim günlük hayattaki abartılarımız gibi değil çok farklı bir üslupla yapıyor. Öyle ki acaba ciddi mi yani hazırlanması beş saat sürmüş olabilir mi diye düşünüyorsunuz. İşte buna benim tabirimle, okuru avlamak denir.
   
     Bizim Holden -kendisi herhalde ona böyle hitap etmemi isterdi- çok umursamaz, sorumsuz, duyarsız görünen tavırlarının altında önemli sebepler yatan aslında çok duygulu bir çocuk.  Çünkü eserin bir bölümünde rahibelerle ilgili olan kısımda dahi anlıyoruz ki, Holden aslında iyilik yapmaktan büyük keyif duyan bir çocuk. Elindeki parayı kimsesiz çocuklara yardım amaçlı onlara verdiğinde inanılmaz haz duyuyor ve sık sık anımsıyor o günü. Erteleme, boş verme, kötü alışkanlıklar, asosyallik, zararlı maddelere bağlanma ve daha niceleri. Bir çocuk bunlardan mı ibaret, yoksa...?

     Bir kere yatılı okullara atılmış ve sevgi eksikliği yaşıyor. Yerli yersiz ağlıyor ara sıra. Sonra filmleri çok sahtekarca buluyor mesela. Sebebi her şeyin rolden ibaret olması. Hikayelere ve romanlara bayılıyor.  Onlar öyle mi? Sınırsız hayal gücü ve yorum zenginliği katmazlar mı insana? Böyle hassas bir çocuk aslında. Yapmacıklık ve gösteriş tahammül sınırını işgal edenlerden. Ama belli ki bu yatılı okul işi bozmuş onun duygu dünyasını. Anlıyoruz ki cinsel istismara ya da çevresinde sapkınlık içinde bulunan insanlara maruz kalmış. Sigara ve içki tutkusu da bu aileden uzaklığın ona kattıklarından olmalı. Ona acımadan edemiyorsunuz. Hele yaşadığınız dönemdeki gençlerin sevgi ve ilgiden yoksun büyüdüklerine şahit oluyorsanız. Evet, ben de Holden’a acıyordum; hele büyüyünce ne olmak istediğini öğrendikten sonra. Diyordu ki: “Büyük bir çavdar tarlasında oyun oynayan çocuklar getiriyorum gözümün önüne. Binlerce çocuk, başka kimse yok ortalıkta –yetişkin hiç kimse, yani- benden başka. Ve çılgın bir uçurumun kenarında durmuşum. Ne yapıyorum, uçuruma yaklaşan herkesi yakalıyorum; nereye gittiklerine hiç bakmadan koşarlarken, ben bir yerlerden çıkıyor, onları yakalıyorum. Bütün gün yalnızca bu işi yapıyorum. Ben, çavdar tarlasında çocukları yakalayan biri olmak isterdim.” Kitaba da adını veren hayali bu. Belki yalnızlığa itilmişliğini böyle telâfi etmeye çalışıyordu, bilemeyiz.

     Üç önemli zihin meşgalesi var kahramanımızın: Phoebe, Central Park gölündeki ördekler ve Jane. Phoebe onun küçük kız kardeşi. Ne zaman uzaklara gitmeyi düşünse onu görmeden, ona veda etmeden duramayacağını söyleyip duruyor. Ve onun vazgecirisine karşı koyamıyor. Oysa anne ve babası umurunda olmuyor kahramanımızın. Kendisine aileden sevgi ve minnet duyan tek kişi küçük Phoebe gibi sanki. Ördekler meselesine gelince, garip bir şekilde o parktaki ördekleri sık sık anımsayıp merak ediyor. Alakalı alakasız kişilere ördeklerin göl buz tuttuğunda nereye gittiklerini, başlarına ne geldiğini soruyor. Bir türlü cevap alamıyor. Kim bilir belki öğrense kendisi de peşlerinden gidecek. Belki buz tutmuş hayatından ördekler gibi göçerek kurtulabileceğini zannediyor. Ve Jane... Holden’ın birkaç sene önce arkadaşlık ettiği bir kızcağız. Sanıyorum onu mutlu etmiş olan ender insanlardan. Jane’in başına neler geldiğini, hala kendisini hatırlayıp hatırlamadığını merak ediyor. Gel gelelim ki bir türlü işe başlayamama hastalığı var bizim Holden’ın. Kitabın başından sonuna kadar hep Jane’i aramak istiyor ama hep erteliyor. Bu ertelemenin sebebi belki unutulmuşluk korkusu.

    Tüm keyif vericiliğine rağmen bu eser Amerika’da pek çok kez yasaklanmış. Belki bir takım olumsuz ahlaki özellikler aşılayabilir diyedir gençlere, bilemiyorum. Ancak biz büyüklerin mutlaka okuması gereken ve bir yetişmekte olan çocuk psikolojisini anlamamızı sağlayacak kitaplardan olduğunu düşünüyorum. Keyifli okumalar!



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GELİNCİK TOPRAĞI

MASKE KALKINCA

MİHMÂN'A