GELİNCİK TOPRAĞI
GELİNCİK TOPRAĞI “Göğsümden önce beyaz bir çiçek açtığını, sonra koparak düştüğünü gördüm rüyamda. Uykuda gözlerimin şaşkınlıktan fal taşı gibi açıldığını hissettim.” diye anlatıyordum heyecan içinde. “Hayırlara gelsin.” dediler. Bir yandan evi toparlıyordum mutfak şu koliye, yatak odası şu kutulara. Ayrıntının içinde kaybolup giderken gördüğüm rüyanın ne manaya geldiğini bilmiyordum. O zamana kadar hiçbir mucizeye tanık olmamanın bilmezliği, rahatlığı vardı üstümde. Mucizelere inanırım. Ancak bir mucizeyi yaşamak geri dönülmez bir sorumluluk yüklüyor insana: Ona inanma, artık o ne gerektiriyorsa o yoldan dönmeme sorumluluğu ve bir de acz. İçimde baş parmağımın tırnağından küçük bir mucize ile iki gözü iki çeşmeydim. Öğrendiğim günün evveli koca koca kitaplıkları yeni taşındığımız evin salonunda bir o duvara bir bu duvara sürükleyip yerleştirmeye çal...